Hazreti Ali ve Fatima validemiz

Hz. Fâtıma, Hz. Peygamber Efendimiz'in en küçük kızıdır. Hz. Peygamber Efendimiz'e peygamberlik verilmeden bir yıl önce Mekke'de dünyaya geldi. Hz. Peygamber, bu küçük kızını, Hicretten sonra ikinci yılda Hz. Ali ile evlendirdi.

Hz. Ali ve Hz. Fâtıma çiftinin Hasan, Hüseyin, Muhassin, Ümmü Gülsüm ve Zeyneb adlarında beş çocukları oldu. Muhassin, küçük yaşta öldü. Hz. Fâtıma da, Hz. Peygamber'in vefatından altı ay sonra vefat etti. Hz. Peygamber'in soyu Hz. Fâtıma kanalı ile devam etti.

Hz. Peygamber'in terbiyesiyle yetişen Hz. Fâtıma, O'nun hem hayâ ve edep gibi özelliklerine, hem de konuşma tarzından yürüyüşüne kadar birçok vasfına sahip oldu. Babasının uygun gördüğü hayat tarzını benimseyerek O'nun gibi sade yaşadı. Aile içinde cereyan eden bir hatırayı Hz. Ali şöyle anlatır:

"Fâtıma, hubûbâtı el değirmeninde un haline getirirdi. Bu yüzden de elinde rahatsızlık meydana gelirdi. Yine bir gün, el değirmenini çevirmekten dolayı elleri yorulmuştu. İşte o sırada Rasûlullah (sav)'e birtakım savaş esirleri getirilmişti. Savaş esirlerinin Medine'ye geldiği haberini Fâtıma da duymuştu. El değirmenini çevirmekten dolayı kollarının çok yorulduğunu şikâyet etmek ve savaş esirlerinden birisini kendisine hizmetçi olarak istemek için kalkıp babasına gitti. Fakat babasını evde bulamadı. Derdini, sıkıntısını ve arzusunu Âişe'ye anlattı. Rasûlullah (sav) eve geldiğinde Âişe, Fâtıma'nın geldiğini ve dileğini kendisine söyledi. Akşam olmuş, yatma saati gelmişti. Biz, yataklarımıza girmek üzere iken Rasûlullah (sav), evimize geldi. Biz, hemen yatmak üzere olduğumuz yatağımızdan doğrulduk ve ayağa kalkmaya davrandık. Rasûlullah (sav), "Yerinizde durunuz" dedi ve ikimizin arasına oturdu. O sırada ben, göğsümün üzerine dokunan iki ayağının serinliğini hissettim. Rasûlullah (sav), yanımıza oturduktan sonra bize şöyle dedi: "İyi dinleyiniz, size, benden istediğiniz hizmetçiden daha hayırlı bir şey öğretiyorum. Geceleyin yatağınıza girdiğinizde otuz üç kere Allâhu ekber, otuz üç kere Subhânallâh, otuz üç kere de Elhamdülillâh dersiniz. İşte bunları söylemeniz, ikiniz için bir hizmetçiden daha hayırlıdır" (Buhârî, Humus, 6; Fedâilu Ashâbi'n-Nebi, 9; Deavât, 10.)
Bu hatıra değişik rivayetlerde şu şekilde de geçmektedir. "El değirmeninde un öğütmekten usanan Hz. Fâtıma ile kuyudan su çekip taşımaktan yorulduğunu söyleyen Hz. Ali, bu hususta Hz. Peygamber'den yardım istemeye karar verdiler. Hz. Fâtıma, Medine'ye savaş esirlerinin geldiğini duyunca babasına giderek, Ondan kendisine ev işlerinde yardım edecek bir hizmetçi istedi. Rasûlullah (sav) da bu esirleri, mescidde yatıp kalkan yoksul Müslümanların (Ashâbu's-suffe) ihiyaçlarını karşılamak üzere satacağını, bu sebeple kendisine bir hizmetçi veremeyeceğini, buna karşılık yatağa girdiği vakit otuz üçer defa SubhânAllah, Elhamdülillah ve Allâhu ekber demesinin, istediği hizmetçilerden kendisi için daha hayırlı olacağını söyledi.' (DİA, XII, 220)
Hz. Peygamber, Hz. Peygamber'in ailesi ve ilk Müslümanlar, İslâm'ı yeryüzüne hakim kılmak için çok gayret gösterdiler, çok fedakarlıklar yaptılar. Ellerinde olan imkanları kendileri ve yakınları için değil, İslâm için kullandılar. Yüce Allah savaşlarda elde edilen ganimetin ve alınan esirlerin beşte birini Hz. Peygamber'e tahsis etmiştir. Hz. Peygamber de bu tahsisatı kendisi ve yakınları için değil İslâm için kullanmıştır. Medine'ye getirilen savaş esirlerini hizmetçi olarak yakınlarına vermektense, fidye karşılığında ailelerine geri göndermeyi ve alınan fidyeleri de kendilerine büyük umutlar bağlanan Ashâbu's-suffe'ye harcamayı uygun bulmuştur. Hz. Ali, yine kuyudan su taşımaya devam edecek; Hz. Fâtıma yine el değirmenini eli ile çevirecek; ama Hz. Peygamber'in göz bebeği gibi baktığı ve koruduğu öğrencileri biraz olsun rahat edeceklerdi.

Ey Müslümanlar! Bu dünyaya kafirler, fasıklar, dinsizler ve gayr-i Müslimler gibi yaşamaya gelmedik. Unutmayın ki, bu dünyada yaşantınızla kime benziyorsanız öbür dünyada onlarla beraber olursunuz.

Allah sefaatlerine nail eylesin.
Fatima validemiz.

Rasülüllah efendimizin zevcesi hazreti Hatice validemizden olan dört kizindan birisi olup Hicretten 13 yil evvel Mekkei- Mükerremede dogdu.yani (Miladi 610)Hicretin ikinci yilinda hazreti ali ile izdivac etti.O zaman H.Z.Ali 25 yasinda Fatiam validemiz 15 yasinda idi.kendisinden 5 cocuk dünyaya geldi. H,Z,Hasan H.Z.Hüseyin H.Z.Muhsin olmak üzere 3 oglu-yaliniz Mühsin kücük yasda vefat etti.Kizlari Ümmü Gülsüm ve Zeynep.Rasülüllahin nesli Hasan ve hüseyin R.A. den devam ettigi icin onlar meshur olmustur.Akli zekasi hüsnü takvasi Zühdü Haramlardan kacinmasi Güzel ahlaki ile insanlara örnek olmustur.Rasülüllahin vefatindan sonra hic gülmemistir.Rasülüllahdan sonra alti ay daha yasayip.hicretin 11.ci yilinda Ramazani serifin 3. günü vefat etmistir.

Hazreti fatima validemizin hallerinden Bir tanesi.

H.Z.Hasan Ve Hüseyin kücük iken hastalanmislardi.Babasi h.z. Ali, Annesi h..z Fatima Ve hizmetcisi Fidda cocuklar iyi olunca Eger cocuklar iyi olurlarsa oruc tutacagiz diye adak yaptilar. Ve oruca niyyet ettiler.1. Gün iftar icin hazirladiklari yemegi O esnada kapuya gelen yetimlere vererek hic yemek yemeden ikinci gününün orucuna niyyet ettiler.ikinci gün iftar yemegi hazirlanmis aksam tam oturacaklari zaman yine kapuya gelen fakir ve miskinlere verdiler hic yemek yemeden ücüncü günün orucuna niyyet ettiler.Ücüncü gün aksam yine kapularina fakir deldi onu bos cevirmemek icin onu da verince Su ayeti celile nazil oldu.

Onlarki nezirlerini yerine getirdiler.uzun ve sürekli olan kiyamet gününden Korkduklari icin Cok sevdikleri ve canlarininistedikleri yemekleri miskin, yetim ve esirlere yedirdiler.Biz bunlari Allahü- teaslanin rizasi icin yedirdik.Sizden karsilik olarak bir tesekkür bir sey beklemedik.bir sey istemeyiz dediler.Bunun icin cenebu hak onlara sarabu.tahur icirdi.

Fatima validemizin Mehri kabul etmesi .

Hazreti Ali Rasülüllah efendimizden kizi h.z. Fatimayi isteyince Rasülüllah efendimiz h.z. Aliye tebessüm ile dönerek ya Ali Hic evlenmeye lazim olan esyan varmi diye süal etti. H.z.Ali de bir kilicim birde devem var dedi.Rasülüllah efendimiz kilicin kazaya lazim devende binegindir.seninle sirtindaki cübbeye analasalim.dedi.Ve Hazreti Allah semada melekler huzurunda seninle Fatimanin nikahini akit etti.Cebrail senden evvel bana haber verdi buyurdu.Ve h.z. Osman h.z. Aliden cübbeyi satin aldi parasini ödedi Sonra hazreti Aliye dönerek ben bunu kabul ettim. Simdi tekrar sana bu cübbeyi hediye ediyorum buyurdu ve geriye verdi. Rasülüllah bundan cok memnun oldu.

Fatima validemizin nikah icin sarti.

Cenabu hak Cebrail a.s. göndererek Habibime selam söyle kizi fatimanin bütün elbise ve ihtiyaclarini cennetden ben karsilayacagim habibim hic merak etmesin. Cünkü hic bir seyi yokdu üzülüyordu. Cenabu hak yakinda mü´min sadik bir kulumla göndercegim diyordu.Bunu duyan rasülüllah efendimiz sükür secdesine vardi.
Cebrail a.s.Mikail a.s. Israfil a.s. Azrail a.s. ellerinde Altindan tabaklar üzerinde bohcalar oldugu halde geldiler.Rasülüllah yine sükür secdesine vardi.ve kizim benim hatirimi kirmaz dünyada cennet elbiselerini giymez bunlari geri götür buyurdu.
Nikah mehri icin dört yür dirhem mehir konuldu Fatiama validemiz kabul etmedi Cebrail cenabu hakka giderek fatimanin bu mehri kabul etmedigini söyleyince cenabu hak dört bin altun olsun dedi onuda kabul etmedi.Cebrail a.s. tekrara cenabu hakka giderek arzuhal eyledi cenabu hak cebrail a.s. Habibime git fatimanin maksadini ögrensin. Nicin kabul etmiyor buyurdu.
Rasülüllah efendimiz h.z. Fatimaya giderek muradini süal eyledi Fatima validemiz muardini söyle acikladi.Babacigim sen ahirette ne kadar müslümana sefaat edeceksen bende onlarin hanimlarina sefaat etmek istiyorum.muradim budur dedi.Cebrail a.s. gelerek fatimanin arzusunun kabul edildigini haver verdi.ve cenabu hakdan bir levha getirerek sefaat izni icin fatima validemizin eline verdi.onu ölünceye kadar sakaladi ve beraberinde kabre koymalarini vasiyet etti.Ista fatima validemizin takvasi cömertligi .
Cenabu hak sefaatine nail eylesin.